Destek Hattı:

0332 235 49 74

  • facebook
  • twitter
  • instagram avukat
  • youtube
Nafaka Çeşitleri

Nafaka Çeşitleri

Nafaka yükümlüsü, nafaka borcunu ödemediği takdirde nafaka alacaklısının icra takibi başlatması, haciz, maaş haczi ve satış talebinde bulunması mümkündür

Nafaka, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bir eşin diğer eşe yahut bir kişinin yardıma muhtaç bir yakınına ödemekle yükümlü olduğu ödeneğe nafaka denilmektedir. Sözlükte ise "geçimlik” yani “geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü” olarak tanımlanmıştır.

Esasen nafaka, bir kimsenin geçindirmekle yükümlü olduğu kimselere ödemesi için mahkeme kararı ile bağlanan aylıktır. Yani sadece boşanan eşlerden birinin diğerine ödeyeceği aylık değildir.

II. Nafaka Çeşitleri Nelerdir

Medeni Kanunumuz dört çeşit nafaka türünü kabul etmiş ve düzenlemiştir. Bunlar tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakasıdır.

A. Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık hallerinde eşlerin, evlilik birliği sona erinceye kadar müşterek çocuklar ile evlilik birliğinin giderlerine katılımını sağlamak için uygulanmaktadır. Tedbir nafakasına hükmedilirken eşlerin kusur durumuna bakılmaz. Zira eşlerden hangisinin kusurlu ya da daha ağır kusurlu olduğu da henüz mahkemece tespit edilmiş değildir. Bu sebeple, henüz sonlanmamış olan evlilik birliğinin ihtiyaçlarının giderilmesi ön plandadır.

Boşanmada tedbir nafakası, dava açılmadan önce ya da boşanma davası devam ederken talep edilmelidir.

1) Medeni Kanun’da Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası, Medeni Kanun’un 169 ve 197’nci maddelerinde düzenlenmiştir. 169’uncu maddeye göre; hâkim, boşanma veya ayrılık davası açıldığında, dava devam ettiği sürece eşlerin barınması, geçimi, malların yönetimi, çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemler resen alır. Bu önlemlerden biri olarak da tedbir nafakasına hükmedebilir.

197’nci maddede; ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği ve aile huzuru ciddi anlamda tehlikeye düşen eşin ayrı yaşama hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Hâkim, ayrı yaşayacak eşlerin ergin olmayan çocukları varsa, anne baba ile çocuklar arasındaki ilişkiyi düzenleyen hükümlere göre önlemleri alır.

197’nci madde, 169’uncu maddeden farklı olarak boşanma ve ayrılık davası açılmadan önceki dönemde evlilik birliğinin gereklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle öngörülmektedir. Bu maddeye dayanan talepler, boşanma veya ayrılık davası açılmasa bile bağımsız bir davanın konusu yapılabilir. Eşlerin fiili ayrılık süreci devam ettikçe talep ve dava edilebilir. 

2) Tedbir Nafakası Kimler İçin İstenir?

Tedbir nafakası, boşanma sürecinde yoksulluğa düşecek eş için ve müşterek çocuk için talep edilebilir. Tedbir nafakasına talep üzerine hükmedildiği gibi re’sen de hükmedilebilir. Zira kanun koyucu, tedbir nafakasını gerektiren durumlar var ise hâkime resen tedbir nafakasına hükmedilmesi ödevi yüklemiştir. Tedbir nafakası boşanma davası ile birlikte talep edildiğinde, herhangi bir harca tabi değildir. 

B. İştirak Nafakası

İştirak nafakası, ergin olmayan müşterek çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan eşin, çocuğun giderlerine ekonomik gücü ölçüsünde katılması amacıyla hükme bağlanan nafaka türüdür. İştirak nafakası, velayet kendisine bırakılan eşe ödenir. Velayet kendisinde olan eş, nafakayı gider ve ihtiyaçları için kullanmakla yükümlüdür.

 İştirak nafakası yasal dayanağını Medeni Kanunun 318/3-4 ile 327’nci maddelerinden alır. Kanun koyucu, velayet kendisinde olmayan eşe, çocuğun bakım ve giderlerine gücü oranında katılma yükümlüğü getirmiştir. İştirak nafakası, çocuğun üstün yararı ilkesinin bir gereğidir.

1) İştirak Nafakasını Kimler Talep Edebilir?

Çocuğun velayeti kendisine bırakılmış olan ve çocuğun masraflarını hâlihazırda karşılamakta olan ebeveyn,

Çocuğun bakımını üstlenen vasi ya da kayyum,

Ergin olmasa bile ayırt etme gücüne sahip olan çocuğun kendisi.

İştirak nafakası talebi ile eşlerin kusur durumu arasında bir nedensellik ilişkisi yoktur. Boşanan eşlerden kusuru daha fazla olan eş, eğer velayet kendisine bırakıldı ise iştirak nafakası talep edebilir.

2) İştirak Nafakası Ne Zaman Talep Edilir?

İştirak nafakası, çocuğun üstün yararının bir gereği olduğu için kamu düzenindendir. Haliyle herhangi bir hak düşürücü süreye ya da zamanaşımına tabi değildir. Ancak çocuğun ergin olduğu ana kadar açılmış olmalıdır. Çocuk ergin olduktan sonra nafaka davası açılamaz.

İştirak nafakası, boşanma davası veya babalık davası ile birlikte talep edilebileceği gibi ayrıyeten açılacak bir nafaka davasıyla da istenebilir.

C. Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası Medeni Kanun’un 175’nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, boşanmayla birlikte yoksulluğa düşecek olan, diğer eşe kıyasla ekonomik yönden elverişsiz durumda olan eş için yoksulluk nafakası tayin edilir. Ancak yoksulluk nafakası tayin edilecek eşin nafaka ödeyecek eşe kıyasla daha ağır kusurlu olmaması gerekir. Eşit kusur halinde nafakaya hükmedilmesi mümkündür. 

Yoksulluk nafakasına diğer eşin mali gücü oranında süresiz olarak hükmedilebilir. Nafaka yükümlüsü olan eşin çalışmasının önünde bedensel veya ruhsal bir engel bulunmamalı ve yoksul olmamalıdır.

1) Boşanma Davasında Yoksulluk Nafakası Talebi

Yoksulluk nafakasının ister çekişmeli olsun ister anlaşmalı olsun, boşanma davasında talep edilmesi mümkündür. Çekişmeli boşanma hallerinde dava dilekçesi ile yahut cevaba cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası istenebilir. Anlaşmalı boşanma hallerinde ise taraflar, boşanma protokolünde yoksulluk nafakasına ilişkin hükümlere yer vermelidir. Yoksulluk nafakası ödenecekse bunun süresi ve miktarı protokole yazılabilir. Yoksulluk nafakası kararlaştırılmayacaksa bundan feragat edildiği açıkça yazılır. Öte yandan protokolde yoksulluk nafakasına ilişkin bir hüküm bulunmuyorsa, boşanmanın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası talep ve dava edilemez. 

2) Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Ve Sona Ermesi

Medeni Kanun’un 176’ncı maddesinde yoksulluk nafakasının kendiliğinde yahut mahkeme kararıyla kalktığı haller düzenlenmiştir. Buna göre aşağıdaki hallerde yoksulluk nafakası kaldırılır ya da sona erer:

Nafaka alacaklısının evlenmesi (kendiliğinden kalkar),

Nafaka alacaklısının ölümü (kendiliğinden kalkar),

Nafaka borçlusunun ölümü (kendiliğinden kalkar),

Nafaka alacaklısının resmi nikâh olmadığı halde fiilen evliymiş gibi yaşadığının tespit edilmesi (mahkeme kararıyla kaldırılır),

Nafaka alacaklısının yoksulluk halinin ortadan kalkması (mahkeme kararıyla kaldırılır),

Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi (mahkeme kararıyla kaldırılır).

D. Yardım Nafakası

Yardım nafakası, bir kişinin yardım etmekle yükümlü olduğu ihtiyaç halindeki yakınlarına mali destek vermesi amacıyla hükme bağlanır. Yardım etmekle yükümlü olunan kişiler Medeni Kanun’un 364/1’üncü maddesinde sayılmıştır. Buna göre bir kimse, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan altsoyu, üstsoyu ve kardeşlerine nafaka verme yükümlülüğü altındadır.

Ergin olduğu için iştirak nafakası talep edemeyecek olan yani 18 yaşını tamamlamış olan kimseler yardım nafakası isteyebilir. Bu durumda nafaka başvurusu da ergin olan çocuk tarafından yapılır.

 III. Nafaka Davası

Nafaka davası, çekişmeli veya anlaşmalı boşanma süreçlerinde nafaka talebinde bulunmamış olan tarafın boşanmanın kesinleşmesinden sonra nafaka talebiyle açtığı davadır. Nafakaya ilişkin taleplerin boşanma davasında ileri sürülmesi şart değildir. Sonradan ayrı bir dava konusu da yapılabilir.

A. Nafaka Davası Açılamayacak Haller

Nafaka davası ile herhangi bir nafakanın her durumda talep edilebileceği düşünülmemelidir. Örneğin, tedbir nafakası, boşanma ve ayrılık davası sonuçlanıncaya kadar verilen bir nafaka olduğundan sonradan ayrı bir dava konusu yapılmasına imkân yoktur. Hemen belirtmek gerekir ki, anlaşmalı boşanma sürecinde yoksulluk nafakası talep edilmemiş yahut bundan feragat edilmişse sonradan dava yoluyla talep edilmesi mümkün değildir. Bu durumda, anlaşmalı boşanan çiftlerden yoksulluğa düşen taraf yoksulluk nafakası talebiyle dava açamaz. Ancak iştirak nafakası kamu düzeninden olduğu için sonradan bu taleple nafaka davası açılması mümkündür.

B. Nafaka Davasının Tarafları

Nafaka davasının tarafları, nafakanın türüne göre değişkenlik gösterebilir. Örneğin yoksulluk nafakasında boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmüş ile onun eski eşi davanın tarafıdır. İştirak nafakasında müşterek çocuğun bakım ve giderlerini karşılama konusunda mali desteğe ihtiyaç duyan eş ve onun eski eşi davanın tarafıdır. Yardım nafakasında ise nafaka alacaklısı ile onun üstsoyu, altsoyu ve kardeşleri davanın tarafı olabilir. 

C. Nafaka Davasında Zamanaşımı

Medeni Kanun’un 178’inci maddesine göre, boşanma davasının karara bağlanması ve kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde dava edilmeyen nafaka talepleri, zamanaşımına uğrar. Buradaki 1 yıllık süre kararın kesinleşmesinden itibaren başlar.

 IV. Nafakanın Artırılması Davası

Nafakanın artırılması, önceden belirlenmiş bir nafakanın ücretinin güncel ekonomik şartlarda yetersiz olması nedeniyle nafaka alacaklısı tarafından açılan davadır. Nafakanın artırılması, devam eden bir boşanma davası sırasında, nafakanın yetersizliğine dair delillerin dosyaya eklenmesi ve mahkemeden talepte bulunulması suretiyle sağlanabilir. Nafakanın artırılması davası ise mahiyeti gereği boşanmanın kesinleşmesinden sonra açılır.

Medeni Kanun’un 176/5’ncı maddesine göre hakim, nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyoekonomik durumuna göre ne miktarda ödeneceğine tarafların istemi halinde karar verebilir. Kanun koyucu, nafakanın artırılmasına ilişkin davalarda alacaklının talepte bulunmasını gerekli görmüş; hakime resen karar verme imkanı tanımamıştır.

Nafaka artırım talebiyle açılacak davalarda, nafaka davası için öngörülen zamanaşımı süresi geçerli değildir. Şöyle ki, boşanmanın kesinleşmesinden sonraki 1 yıllık süre içinde nafaka davasının açılması gereklidir. Ancak boşanma sürecinde mahkemeden nafaka talep edilmiş ve mahkemece nafaka tayin edilmiş ise, bahse konu nafakanın artırılması için açılacak davalar 1 yıllık zamanaşımına tabi olmayacaktır. Bu durumda nafakanın artırılması davası, nafaka yükümlülüğü sona erene kadar açılabilir.

V. Nafaka Ödenmediğinde Nafaka Alacaklısının Hakları Nelerdir?

Nafaka yükümlüsü, nafaka borcunu ödemediği takdirde nafaka alacaklısının icra takibi başlatması, haciz, maaş haczi ve satış talebinde bulunması mümkündür. Sayılan yolları denediği halde nafaka alacaklısı alacağını elde edemezse, nafaka yükümlüsü hakkında tazyik hapsi uygulanabilir. 

İcra iflas Kanununun 344’üncü maddesine göre, nafaka yükümlüsü, nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmediği takdirde nafaka alacaklısının şikâyeti üzerine 3 aya kadar tazyik hapsine mahkûm edilebilir. Tazyik hapsi uygulanmaya başladıktan sonra borçlu borcunu öderse, tahliye edilir. 

E-Bülten Kayıt

Firmamızdan haberder olmak için bültene kayıt olabilirsiniz.