Vergi davası, devlet ile birey arasında çıkan vergiye ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesini amaçlayan bir yargı yoludur.
VERGİ DAVASI YARGILAMA SÜRECİ
Vergi Davası
Vergi davası, idari yargılama
hukuku kapsamında bulunmakla birlikte idari davalarla birebir örtüşmemektedir,
kendine has birçok yanı vardır.
Vergi davası, devlet ile
birey arasında çıkan vergiye ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesini amaçlayan bir
yargı yoludur.
Vergi yargılamasına ilişkin
süreç, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununa göre yürütülmektedir. Sürece
dair daha detaylı bilgiler, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda düzenlenmiştir.
Vergi Davası Açma Süresi
İYUK m. 7 uyarınca özel kanunlarda ayrı süreler belirtilmediği müddetçe, vergi mahkemelerinde dava açma süresi esas olarak 30 gündür. Fakat bu sürenin, özel kanun maddeleri uyarınca 15 güne (AATUHK m. 15, 20, 58 ve 64) inmesi yahut 60 güne (İYUK m. 7/1) çıkması da imkân dahilindedir. İlgili süreler şu şekildedir:
Vergi ve ceza ihbarnamesine karşı dava açmak
için gereken süre, |
Tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30
gün, |
Beyan ihtirazi kayıtla yapılmışsa buna karşı
dava açma süresi, |
Tahakkuk fişinin kesildiği günü izleyen
günden itibaren 30 gün, |
İstinaf / Temyiz süreleri, |
Kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30
gün, |
Ödeme emrinin tebliğ edilmesine ilişkin dava
açma süresi, |
15 gün, |
İdarenin düzenleyici işlemlerine yönelik dava
açma süresi, |
60 gün, |
Uzlaşma yoluna gidilmesi ve uzlaşılamaması
halinde dava açma süresi, |
30 günlük süreden kalan süre / 15
günden daha az süre kalmışsa 15 gün ek süre verilir. |
Arsa/ araziye ilişkin asgari ölçüde birim
değer tespitine ilişkin dava açma süresi, |
Takdir komisyonu kararının tebliğini izleyen
günden itibaren 15 gün, |
Haciz varakasına karşı açılacak davalarda
dava açma süresi, |
Haciz tarihini izleyen günden itibaren 15
gün. |
Vergi Davalarında Görev ve
Yetki
Yazılı şekle tabi olan vergi
davalarında görevli mahkeme, vergi mahkemeleridir.
İYUK m. 37 uyarınca vergi
davalarında yetkili mahkeme, vergi dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir. İptal
davalarında ise işlemi yapan idarenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Bakanlıklar tarafından gerçekleştirilip ülke çapında uygulanacak olan
düzenleyici işlemlere karşı açılacak davalar ise ilk derece mahkemesi olarak
Danıştay’da açılır.
Davacı tarafından mahkemeye
ibraz edilen dava dilekçesi, İYUK m. 14’te düzenlen ilk incelemeden geçtikten
sonra davalıya tebliğ edilir. İşbu tebligat işlemleri İYUK m. 60 uyarınca,
Tebligat Kanunu hükümlerince yapılır.
Vergi yargılamasında esas
olan yazılı usul ve dosya üzerinden incelemedir, duruşma yapılmaz. Fakat belirli
şartlar dahilinde duruşma yapılması da mümkündür.
Vergi yargılamasında genel
kural, vergi davasının açılmasıyla dava konusu işlemin yürütülmesinin
kendiliğinden durmasıdır. Şu dört hal, genel kuralın istisnasıdır:
- İhtirazi kayıtla verilen beyannameler
üzerine yapılan tarh işlemlerine karşı açılan davalar
- Tahsil aşamasındaki işlemlere karşı
açılacak davalar (AATUHK’da düzenlenen işlemler)
- İşlemden kaldırılan dosyaların yeniden
işleme konulması halinde görülecek davalar
- Kanun yollarına başvurulması halleri
(olağan ve olağanüstü kanun yolları)
Vergi Davası Açmaya Kimler
Yetkilidir?
Vergi davasını, vergi
mükellefleri ve adına vergi cezası kesilmiş olan kişiler açabilecektir. İşbu
davayı bizzat yahut avukat aracılığıyla açmak mümkündür. Fakat küçükler,
kısıtlılar ve tüzel kişiler, bu davayı yalnızca kanuni temsilcileri aracılığıyla
açabileceklerdir.
Vergi dairesinin dava açma
hakkı da bulunmaktadır. Fakat işbu dava, mükellefe karşı değil, Takdir ve
Tadilat Komisyonları tarafından takdir ve tayin olunmuş olan matrahlara yönelik
açılabilecektir.
Vergi Yargılamasında İspat
Yükümlülüğü Kimdedir?
İspat yükümlülüğü açısından
genel kural, davanın taraflarının ileri sürdükleri iddialarını ispatlamakla
yükümlü olmalarıdır. Fakat istisnai olarak özel kanuni düzenlemeler söz konusu
olabilmektedir.
VUK m. 3 uyarınca;
- İktisat, ticaret ve teknikle ilişkili
önerilere uymayan yahut olaya göre normal olmayan ve olağan dışı bir
olgunun iddia edilmesi söz konusu ise ispat ile yükümlü olan taraf, iddia
edendir.
- Vergi miktarının belirlenmesinde, vergiye
neden olan olay ve bu olaya ilişkin yapılan işlemlerin gerçek yapısı
esastır.
- Verginin kaynağı olay ve bu olayla alakalı
işlemlerin gerçek yapısı yemin dışında her türlü delille ispatlanabilir.
Vergi kaynağı olayla alakası doğal ve açık bulunmayan tanık ifadesi, delil
niteliğinde değildir. Yani tanığın olayla alakası olması gerekir.
Vergi yargılamasında, yemin
hariç her türlü delille ispat mümkündür. Bu itibarla vergi yargılamasında delil
serbestisi ilkesi esas alınmıştır.
Vergi Davasında Mahkemenin
Verebileceği Kararlar ve Sonuçları
Vergi mahkemesinde açılan
dava ya kabul edilir ya da reddedilir.
-
Davanın kabulü halinde, vergi
idaresi tarafından tesis edilen dava konusu işlemin kısmen veya tamamen
iptal edilmesi ve de terkin işleminin gerçekleştirilmesi, ödenen fazla
vergilerin de mükellefe iade edilmesi gerekir. Takdir ve tadilat komisyonlarına
karşı vergi dairesi tarafından açılan davanın kabul edilmesi halinde ise
komisyonların kararları iptal edilir, hüküm doğurmaz.
-
Davanın reddi halinde, davanın
açılması ile duran işlemler yeniden işlemeye başlar. Yürütmesi duran ve
tahakkuk edemeyen vergi yahut cezalar tahakkuk eder ve tahsil aşamasına
geçilir. Ayrıca, bu vergilere ilişkin olarak gecikme faizi de uygulanır.
Vergi Yargılaması Neticesinde
Verilen Kararların Uygulanması
İYUK m. 28 uyarınca ilgili
idare, mahkeme kararının icabını gözetmek suretiyle en fazla otuz gün içinde
dava konusunu derhal yerine getirmek zorundadır. Verilen yargı kararları ilgili
idareye tebliğ edildikten sonra idarece belirlenen vergi, resim, harçlar ve
benzeri mali yükümlülükler ile zam ve cezaların miktarı mükellefe ayrıyeten bildirilir.
Buna ilaveten, vergi davası neticesinde bir bedel ödenmesine karar verildiği
taktirde, mahkeme kararının tebliğ tarihinden ödemenin gerçekleştirildiği
tarihe kadarki geçen süre için AATUHK m. 48 uyarınca belirlenen tecil faizi
oranında hesaplanacak miktarın da ödenmesi şarttır.
Vergi Davası Yürütmenin
Durdurulması
Mahkemeden karar
çıkıncaya değin idari işlemin vergi mükellefi üzerine tesir etmemesi
haline yürütmenin durdurulması denir.
Vergi mahkemesinde açılan
dava, kural olarak yürütmeyi durdurur. İYUK m. 27 uyarınca vergi
mahkemelerinde; aslı vergi uyuşmazlığına dayanan davanın açılması halinde, tarh
edilmiş bulunan vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların
zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümüne ilişkin olan tahsil işlemleri
durur.
Vergi davasına ilişkin dosya,
davacının adresine tebligat yapılamaması halinde işlemden kaldırılacak
ve yürütmenin durdurulması kararı hükümsüz kalacaktır. İstinaf yahut temyize
başvurulmuş olması, yürütmenin durdurulmasını gerektirmeyecek, teminat
karşılığında ise yürütmenin durdurulması talep edilebilecektir.
Vergi Davası Kanun Yolları
6545 sayılı kanun uyarınca
vergi yargılaması üç kademeli hale dönüştürülmüştür. Buna göre gerek mükellef
gerekse de vergi dairesi, şartlar oluştuğu taktirde kanun yollarına
başvurabilmektedir.
Kanun yolu ile ilk derece
mahkemesince verilen kararların bir üst yargı makamına taşınması ifade
edilmektedir. Vergi davalarında her durumda kanun yolu açık değildir. Bu
itibarla bazı hallerde ilk derece mahkemesinin verdiği kararlar kesin
olacaktır.
Kanun yollarına başvurulması
halinde, mahkeme kararlarının yürütülmesi kendiliğinden durmayacaktır. Talep
neticesinde bölge idare mahkemesi yahut Danıştay, yürütmenin durdurulmasına
karar verebilecektir.
İstinaf Kanun Yolu
İstinaf kanun yolu, ilk
derece mahkemesi olan Vergi Mahkemesinin verdiği kararların Bölge İdare
Mahkemesine taşınmasını ifade eder. İYUK m. 45 uyarınca;
- İstinaf kanun yoluna başvuru süresi,
kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gündür.
- Konusu 2022 yılı itibariyle 9 bin Türk
Lirasını geçmeyen davalarda istinafa başvurulamaz.
- İvedi yargılama usulüne tabi olan
davalarda da istinaf yoluna başvurulamaz. Doğrudan temyiz yoluna
gidilmelidir.
Bölge İdare Mahkemesi,
istinaf talebini esastan reddederek ilk derece mahkemesinin kararını hukuka
uygun bulabilecek yahut kararı kaldırmak suretiyle esasa ilişkin yeniden karar
verebilecektir.
Temyiz Kanun Yolu
Bölge İdare Mahkemesi
tarafından verilen kararlara karşı temyiz kanun yolu açıktır. Temyiz mercii
olan Danıştay onama, düzelterek onama veya bozma kararı verebilir. Fakat
dava konusu 2022 yılı itibariyle 261 bin Türk Lirasından daha az olduğu
taktirde Bölge İdare Mahkemesinin verdiği karar kesindir, bu durumda temyiz
kanun yoluna gidilemeyecektir.
Danıştay’da dava açma süresi,
Bölge İdare Mahkemesinin kararının tebliğini izleyen günden başlamak üzere 30
gündür.
Olağanüstü Kanun Yolları
Olağanüstü kanun yolları,
İYUK m. 51 ve 53’te düzenlenmiş olup “kanun yararına temyiz” ve “yargılamanın
yenilenmesi”dir.
-
Kanun Yararına Temyiz
Vergi
mahkemelerinde verilmiş olup kanun yoluna gidilmeden kesinleşmiş kararların,
sonradan hukuka aykırı olduğunun anlaşılması halinde, Bakanlığın istemi veya
Danıştay Başsavcısı tarafından re’sen yeniden temyiz olunması haline denen
kanun yararına temyiz, İYUK m. 51’de düzenlenmiştir.
Buna
göre başvuruya konu edilebilecek kararlar şunlardır:
·
Vergi mahkemelerinin kesin olarak verdiği
kararlar,
·
İstinaf makamlarının, yani bölge idare
mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar,
·
İstinaf ya da temyiz incelemesi olmaksızın
kesinleşen kararlar.
-
Yargılamanın Yenilenmesi
İYUK m.
53’te sayılan nedenlerin herhangi birinin varlığı halinde vergi mahkemesi,
istinaf ve temyiz aşamasında verilip kesinleşmiş olan kararlar hakkında
yargılamanın yeniden yapılmasını talep edebilecektir.
Konuyla İlgili Blog Yazıları
https://www.latifcembaran.com/blog/vergi-incelemesi-nedir
https://www.latifcembaran.com/blog/vergi-hukuku-nedir
https://www.latifcembaran.com/blog/sahte-fatura-duzenleme-sucu