Vasiyet Alacaklısı ve Vasiyet Borçlusu Kimdir
Türk Medeni Kanunu'na göre, mirasbırakan kişi, mirasçı atamadan belirli bir malı ya da hakkı başka bir kişiye bırakabilir ve bu tür kazandırmalar 'vasiyet alacaklısı tayini' olarak adlandırılır
Türk hukukunda, mirasbırakan kişi mirasçı
atamadan da ölümünden sonra belirli kişilere kazandırmada bulunabilir. Bu
uygulama, literatürde “vasiyet
alacaklısı tayini” olarak adlandırılmaktadır (TMK m. 517 vd.). Bu yazıda, vasiyet
alacaklısı, vasiyet alacağı ve vasiyet borçlusu kavramları detaylı olarak ele
alınacaktır.
Vasiyet Alacağı Nedir?
Vasiyet
alacağı, mirasbırakanın vasiyetnamesinde belirli bir
malı veya parayı bir kişiye bırakması durumunda, vasiyet borçlusundan talep
edebileceği haktır. Başka bir deyişle, vasiyet alacağı, mirasbırakanın
ölümünden sonra, vasiyetnamede belirtilen mal veya paranın, vasiyet
alacaklısına verilmesini sağlayan bir haktır.
Vasiyet Alacaklısı Kimdir?
Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın kendisine
belirli bir mal veya hakkı karşılıksız olarak vermek istediği kişidir. Ancak, vasiyet alacaklısı mirasçı olmadığı
için bu mal üzerinde doğrudan hak sahibi olamaz. Sadece vasiyet borçlusundan bu
malı ya da hakkı talep etme hakkı vardır.
Örneğin; Ayşe Teyze
vasiyetnamesinde,
"En sevdiğim tabloyu yeğenim Selim'e bırakıyorum." diye, tasarrufta
bulunmuş olsun. Ayşe Teyze vefat ettiğinde, Selim bu tabloyu mirasçılardan
isteyebilir.
Kimler Vasiyet Alacaklısı Olabilir?
Kanuna göre, vasiyet alacaklısı olarak gerçek
kişiler, tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan topluluklar belirlenebilir.
v Gerçek
Kişiler: Gerçek kişiler vasiyet alacaklısı olabilir (TMK, m. 577/1). Örneğin,
miras bırakan Mesut yazlığını Ali’ye vasiyet edebilir.
v Tüzel
Kişiler: Vakıf veya dernek gibi tüzel kişiler de vasiyet alacaklısı olabilir
(TMK, m. 577/1). Örneğin, Mesut bir vakfa mülk bırakabilir.
v Tüzel
Kişiliği Olmayan Topluluklar: Tüzel kişiliği olmayan topluluklar, belirli bir
amaç için yapılan vasiyetler kapsamında vasiyet alacaklısı olabilir. Bu durumda,
topluluk üyeleri, mirasbırakanın belirlediği amacı yerine getirmekle sorumludur
(TMK m. 577/2). Ancak, topluluk tüzel kişiliğe sahip olmadığı için mirasçı
sıfatını kazanamaz, yalnızca vasiyet alacaklısı olabilir. Örneğin, X
Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri tüzel kişiliği olmayan bir topluluk
olarak vasiyet alacaklısı olabilir. Eğer amaç topluluğu vasiyet yoluyla
oluşturulamıyorsa, bu tür kazandırmalar vakıf kurulmuş sayılır.
v Yasal
veya Atanmış Mirasçılar: Yasal veya atanmış mirasçılar da vasiyet alacaklısı
olabilir. Kanun, mirasçılar lehine vasiyet yapılmasına izin verir. (TMK m.
517/2) Bazı uzmanlar bu durumu "ön vasiyet" olarak adlandırmaktadır.
Vasiyet Alacaklısı Ölürse Ne Olur?
Vasiyet alacaklısı mirasbırakandan önce
ölürse, tasarruftan aksi belirtilmedikçe, vasiyetin yerine getirilme
yükümlülüğü ortadan kalkar (TMK m. 581/2). Örneğin, vasiyet alacaklısı Ali,
miras bırakanın vefatında hayatta değilse, vasiyet borcu sona erer ve borçlu
olan yasal mirasçılar Ahmet ve Mustafa bu yükümlülükten muaf olur.
Ancak, kanun koyucu "tasarruftan aksi
anlaşılmadıkça" ifadesiyle yedek vasiyet alacaklısı atamayı mümkün
kılmaktadır. Örneğin, mirasbırakan Mesut, taşınmazını Ali’ye bırakmışsa, fakat
Ali hayatta değilse veya başka sebeplerle vasiyet alacaklısı olamazsa, Burak'ı
yedek vasiyet alacaklısı olarak tayin edebilir. Bu durumda, Ahmet ve Mustafa,
Burak’a vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olacaklardır.
Art Vasiyet Alacaklısı Kimdir?
Mirasçı nasbını ama miras bırakan bir art
vasiyet alacaklısı ataması da yapabilmektedir. Çünkü kanun koyucu mevzuatta art
mirasçıya ilişkin kuralların belirli mal bırakmada da uygulanacağını
belirtmektedir (TMK m. 521/3). Dolayısıyla; art mirasçıya ilişkin kurallar
bünyesine uygun düştüğü ölçüde, art
vasiyet alacaklısı atamasına da uygulanabilmektedir.
Böylece; mirasbırakan Mesut’un taşınmazının
Ali’ye ait olması ve Ali de 5 sene kullandıktan sonra Burak’a ait olması yönünde
art vasiyet alacaklısı tayin edebilmektedir.
Vasiyet Borçlusu Kimdir?
Hukuktaki genel kurala göre, her alacaklının
bir borçlusu vardır. Bu sebeple, vasiyet alacaklısının vasiyet alacağını ileri
sürerek talep ettiği kişiye, “vasiyet
borçlusu” denilmektedir.
Vasiyet borçlusu, öncelikle vasiyeti yerine getirme görevlisi
olarak kabul edilir. Eğer böyle bir görevli yoksa atanmış mirasçılar vasiyet
borçlusu olmaktadır (TMK m. 600/1). Bazı durumlarda, vasiyet alacaklısı da art
vasiyet alacaklısına karşı vasiyet borçlusu olarak kabul edilir.
Kanun, vasiyeti yerine getirme görevini özel
olarak belirlenmiş bir kişiye vermeyi mümkün kılar. Mirasbırakan böyle bir
görevli atamışsa, vasiyet alacaklısı taleplerini bu görevliye yöneltebilir.
Örneğin; mirasbırakan Mesut, mirasçısı Ahmet’i, Ali’ye ömür boyu bakmakla
yükümlü kılarak vasiyet etmiştir. Bu durumda, vasiyet borçlusu Ahmet olur ve
Ali, bakım alacağını ondan talep edebilir.
Eğer özel bir vasiyeti yerine getirme
görevlisi atanmadıysa, mirasçı olan kişi vasiyet borçlusu kabul edilir. (TMK m.
600/1) Örneğin; miras bırakan Mesut, geride tek mirasçısı Ahmet’i bırakmış ve
Ali’ye bir taşınmazı vasiyet etmiştir. Ali, bu taşınmazın tescilini Ahmet’ten
isteyerek mülkiyet hakkını kazanır.
Bazı vasiyet türlerinde, vasiyet alacaklısı
aynı zamanda bir başka vasiyet alacaklısı için borçlu olabilir. Örneğin; mirasbırakan
Mesut, Ali’ye bir taşınmaz bırakmış ve doktorasını tamamladıktan sonra bu
taşınmazın Burak’a geçmesini istemiştir. Bu durumda, Ali taşınmazı alana kadar
ön vasiyet alacaklısı olur; ancak doktorasını tamamladığında Burak, Ali’ye
karşı art vasiyet alacaklısı sıfatıyla bu hakkını talep edebilir.
Öğretiye göre, birden fazla vasiyet borçlusu
olduğunda, bu borçlular vasiyetin ifasından birlikte ve tam olarak sorumludur.
Örneğin; mirasbırakan Mesut, Ali lehine belirli bir mal veya alacak vasiyeti
yapmış ve geride kanuni mirasçılar olarak Ahmet ve Mustafa’yı bırakmıştır. Eğer
mirasbırakan özel bir vasiyet borçlusu belirlenmemişse, Ahmet ve Mustafa
vasiyet borcundan birlikte sorumlu olur.
Vasiyet Borçlusu Borçlu Sıfatı Kaybederse Ne Olur?
Vasiyet borçlusu, bazen bu sıfatını
kaybedebilir. Örneğin, vasiyet borçlusu vefat edebilir, mirası reddedebilir
veya mirastan mahrum olabilir. Bu durumda vasiyet geçerliliğini korur ve borç,
diğer mirasçılara geçer.
Örnek olarak; miras bırakan Mesut, Ahmet’i
vasiyet borçlusu olarak belirlemişken Ahmet mirası reddederse, mirasçı olan
Mustafa vasiyeti yerine getirme sorumluluğunu devralır. Aynı şekilde, Ahmet
vefat ederse ya da mirastan mahrum bırakılırsa, vasiyet borcu Mustafa’ya geçer.
Bir diğer örnekte, Mesut taşınmazını Ali'ye,
Ali'nin vefatı halinde Burak’a bırakmıştır. Ali öldüğünde, Burak bu hakkını
Ali'nin mirasçılarından talep edebilir.
Vasiyet Borcu Ne Zaman Doğar?
Vasiyet
borcunun doğumu için kaçınılmaz olarak bu vasiyeti yapan kişinin, miras
bırakanın ölmelidir. Çünkü söz konusu tasarruf adından da anlaşılacağı üzere
ölüme bağlı tasarruf olduğundan mirasbırakanın ölümü üzerine hüküm ifade
etmektedir.
Vasiyet Borcu Ne Zaman Talep Edilebilir?
Borcun muaccel olması; vasiyet
alacaklısının “vasiyet borcunun ne zaman yerine getirileceği” ve “ne zaman
talep edeceği” anlamına gelmektedir. Bu doğrultuda; vasiyet borcu, tasarruftan
aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya ret hakkının
düşmesiyle muaccel olmaktadır (TMK, m. 600/2). Örneğin; Mesut, mirasçısı
Ahmet’e bir otomobil bırakmışsa, Ahmet mirası kabul ederse vasiyet borcu
muaccel olur ve vasiyet alacaklısı Ali, bu hakkı talep edebilir.
Ancak bazı durumlarda, mirasbırakan
vasiyetin belirli bir süre sonra ya da özel bir şartla geçerli olmasını
isteyebilir. Örneğin, mirasbırakan, ölümünden 5 yıl sonra bir miktar paranın
ödenmesini öngörmüş olabilir. Bu durumda vasiyet borcu, bu sürenin sonunda
muaccel olur.
Eğer bir mirasçı, miras reddi
süresini kaçırır veya tereke işlerine karışırsa, artık mirası reddetme hakkını
kaybeder ve vasiyet borcunu yerine getirmekle yükümlü olur.
Vasiyet Borcu Zamanaşımına Uğrar mı?
Kanun, vasiyet alacaklısının
dava hakkı için 10 yıllık zamanaşımı süresi belirlemiştir. Bu süre, alacaklının
ölüme bağlı kazandırmayı öğrenmesi veya borcun muaccel olması durumunda, 10 yıl
içinde işlemeye başlar. Zamanaşımı, borç muaccel olduktan sonra başlar ve
alacaklının zamanında dava açmaması durumunda hak kaybı yaşanır (TMK, m. 602).
Vasiyet Borçlusunun Mirasın Açılmasından Önceki Masrafları/Zararları
Bırakılan belirli mal; mirasın
açılması anındaki durumuyla, teslim edilmektedir. (TMK, m. 518) Böylece;
vasiyet konusu malvarlığı değeri vasiyet alacaklısına murisin ölüme bağlı
tasarrufu yaptığı andaki durumu ile teslim edilmektedir. Dolayısıyla; yarar ve
hasar, mirasın açılması anında kendisine belirli mal bırakılana geçmektedir
(TMK, m. 518).
Örneğin, Mesut ölümünden önce
Ali’ye 5 katlı bir taşınmazı bırakmak istemiş, fakat miras açıldığında bu
taşınmaz yıkılarak 2 katlı hale gelmişse, Ali'ye 2 katlı haliyle teslim edilir.
Eğer mirasbırakan taşınmazı 1
katlı olarak vasiyet etmiş fakat ölüm anında taşınmaz 5 katlı hale gelmişse,
Ali'ye bu güncel durumu ile teslim edilir. Aynı şekilde, vasiyetten sonra mal
üzerinde bir ipotek ya da intifa hakkı kurulmuşsa, Ali bu değişiklikleri kabul
etmek zorundadır ve bu yüzden kimseye zarar talebinde bulunamaz.
Vasiyet Borçlusunun Mirasın Açılmasından Sonraki Masraflar/ Zararlar
Mirasbırakanın vasiyet ettiği
malı teslim etmekle yükümlü kişi, mirası aldıktan sonra bu mala harcama yaparsa
veya mala zarar verirse, bundan sorumlu olmaktadır. Söz konusu, vekaletsiz iş
görenin haklarına sahip ve borçlarına ilişkin bir sorumluluktur (TMK m. 518/2).
Böylece, kanun koyucu, vekaletsiz iş görmeye ilişkin hükümlere (TBK m. 526-531)
atıf yapmaktadır. Özellikle; mirasçılar kusurlarıyla mala bir zarar verdilerse,
bu zararı gidermek zorundadırlar (TBK, m. 527). Aynı şekilde; yaptıkları
birtakım masrafları da bu çerçevede talep edebileceklerdir (TBK, m. 530).
Örneğin, mirasbırakan Mesut’un
Ali’ye bırakmak istediği bir taşınmaz, henüz Ali’ye devredilmeden mirasçılar
Ahmet ve Mustafa tarafından hasar görmüşse, bu hasarı gidermekle yükümlüdürler.
Aynı şekilde, Ahmet ve Mustafa taşınmazın korunması için gerekli onarımlar
yapmışsa, bu masrafları Ali’den geri talep edebilirler.
Vasiyet Alacağından Feragat Nedir?
Vasiyet
alacağından feragat, miras bırakanın alacak hakkından
vazgeçmesidir. Ancak bu feragat, açıkça belirtilmelidir. Yargıtay, feragatin
iradi bir işlem olduğunu ve zımni bir şekilde, yani dolaylı olarak yapılmasının
mümkün olmadığını vurgulamaktadır (3.
H.D. 2015/19242 E. 2017/5755 K.). Örneğin, mirasçının, vasiyetle kendisine
bırakılan taşınmazla ilgili intikal işlemi yapması, feragat olarak kabul
edilmez; bu işlem, sadece veraset ve
intikal vergisi gibi yasal bir zorunluluktur.
Vasiyet Alacaklısının Tayini Nedir?
“Vasiyet
alacaklısı tayini” belirli (muayyen) mal bırakma şeklindeki bir ölüme bağlı
bir tasarrufla, murisin bir kişiyi onu mirasçı olarak atamadan belirli mal
bırakma yoluyla kazandırmada bulunmasıdır. Bu sebeple; vasiyet alacaklısını
tayini yapılan kişi “mirasçı” olmaz. Sadece, söz konusu hukuku işlemden nisbi
bir hakkı doğmaktadır.
Konuyla İlgili Hizmetlerimiz:
https://www.latifcembaran.com/miras-avukati
Benzer Blog Yazılarımız:
https://www.latifcembaran.com/blog/vasiyetname-turleri
https://www.latifcembaran.com/blog/terekenin-tespiti-davasi
https://www.latifcembaran.com/blog/veraset-ilami
https://www.latifcembaran.com/blog/murisin-bankadaki-parasi
https://www.latifcembaran.com/blog/mirasciliktan-cikarma
