Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası
Fiili ayrılığın genel boşanma sebebi olarak kabul edilmesindeki amaç, yeniden birleşmeleri imkânsız olan eşlerin evliliklerinin hukuken de sona erdirilmesine imkan sağlamaktır.
Boşanmanın genel sebepleri arasında yer alan ortak hayatın yeniden
kurulamaması nedeniyle boşanma; öğretide fiili ayrılık, eylemli ayrılık olarak
ifade edilir. Fiili ayrılığın genel boşanma sebebi olarak kabul edilmesindeki
amaç, yeniden birleşmeleri imkânsız olan eşlerin evliliklerinin hukuken de sona
erdirilmesine imkan sağlamaktır.
1. Fiili Ayrılık Nedir?
Montesquieu’ya göre evlilik eşleri kaygıdan uzak tutması gereken
bir anlaşma olmasına rağmen boşanmadaki yasak ve kısıtlamalar eşleri
kaygılandırmaktadır. Eşler arasında birlikte yaşam arzusu, birbirlerine
tahammül isteği kalmamışsa onları evlenme akdi ile aynı çatı altında yaşamaya
mecbur bırakmak kişiyi kafese kapatmakla bir tutulabilir. Uzun süreler bir
araya gelmeyen eşlerin evlilik bağından bahsedilemeyeceği gibi bu evliliğin
topluma katkısı da kalmayacaktır. Fiili ayrılığa dayanan boşanma davası bu
bakımdan önemlidir.
2. Fiili Ayrılıkta Süre
TMK m.166: “Boşanma
sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi
ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl geçmesi hâlinde, her ne
sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden
sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”
Hükmün 4. fıkrasında bahsedilen bir yıllık süre, 22.02.2024
tarihinde iptal edilmeden önce üç yıldı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından
sonra fiili ayrılık için esas alacağımız süre 27.11.2024 tarihi itibariyle bir
yıldır. Bu değişikliğin yapılmasının en önemli sebeplerinden birisi de
evliliğin amacının ortadan kalkması ve uzun süredir ayrı yaşayan eşlerin
boşanma süreçlerinin oldukça uzun olmasıdır. Tarafların makul bir süre fiili
olarak ayrı yaşamış olmaları sonucunda, birlikte başvurmaları ya da birinin
açtığı boşanma davasını diğerinin kabul etmesiyle birlikte evlilik birliğinin
temelden sarsıldığı kabul edilebilir. Dava sürecinde eşlerin tekrar
birleşmemeleri önem arz etmektedir.
3. Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
a.
Boşanma Sebeplerinden Herhangi Biriyle Dava Açılmalı ve Açılan Bu
Dava Reddedilmiş Olmalıdır
TMK m.166/4’e göre ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle
boşanmaya karar verilebilmesi için karı ya da koca tarafından herhangi bir
nedenle açılan boşanma davasının reddedilerek kesinleşmesi gerekir. Davayı
eşlerden ikisi de açabilir ve yine davanın hangi sebeple açıldığının da önemi
yoktur. Dava gerçeklik barındırmayan bir sebeple dahi açılsa reddedilmesi
halinde bu şart gerçekleşmiş sayılır. Reddedilen dava kusurlu eş tarafından da
açılmış olabilir. Önemli olan ilk açılan boşanma davasının reddedilmesi ve
kesinleşmesidir. Ancak davanın esastan reddi gerekmektedir, yani yetkisizlik
nedeniyle reddedilmesi halinde bu şart gerçekleşmez. Yetkisizlik nedeniyle
reddedilen davalarda dava koşulunun sağlanmış olmadığı Yargıtay tarafından
kabul edilmiştir.
Reddedilen boşanma davalarının birden çok olması halinde ise hangi
davayı dayanak gösterdiğimizin bir önemi bulunmamaktadır, herhangi birini
seçebiliriz.
Reddedilen dava, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasına dayanak
teşkil etmektedir. Yargıtay bir kararında boşanma davasının feragatle
sonuçlanmış olması halinde dahi bu şartın gerçekleşmiş olacağını kabul
etmiştir, çünkü feragatin hakkın esasını ilgilendirdiği görüşündedir. Ancak
evliliğin butlanına ya da feshine yönelik açılan davanın reddedilmesi
durumunda, reddedilen bu dava fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasına dayanak
teşkil etmez.
b. Red Kararı
Kesinleşmelidir
Anayasa Mahkemesi, TMK m.166/4’ü 22.02.2024 tarihli kararı ile
iptal etmiştir. İptal hükmünün 27.11.2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesine
karar verilmiştir. Dolayısıyla 27.11.2024 tarihi itibariyle, fiili ayrılık
nedeniyle açılacak boşanma davaları için bir yıllık süre esas alınacaktır. İlk
açılan dava reddedilerek karar kesinleşmelidir. Kesinleşme tarihinden itibaren
en az bir yıl geçmelidir. Bir yıllık süre dolmadan, fiili ayrılığa dayanarak
dava açılamaz. Bir yıllık süre koşulu da kanunda öngörülen diğer koşullarla
birlikte değerlendirilmelidir. Yani yalnızca bir yıllık süre koşulunun sağlanmış
olması da yeterli değildir. Davanın reddinin bir sene önce kesinleşmesiyle süre
dolar ve ertesi gün diğer şartlar da gerçekleştiyse fiili ayrılık nedeniyle
boşanma davası açılabilir.
c.
Ortak Hayatın Yeniden Kurulamamış Olması
Ortak hayatın kurulmasından anlaşılması gereken evlilik
birliğindeki ortak yaşamlarını kurmak ve sürdürmek, evlilik birliğinin
yükümlülüklerini yerine getirmektir. ‘‘Ortak hayatın kurulması için eşler,
evlilik birliğine ilişkin hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla
bir arada yaşamalıdır.’’
Bir yıllık süre içerisinde ortak hayatın yeniden kurulamamış
olmalıdır. Eşler bir yıllık süre içerisinde zaman zaman bir araya gelebilir,
çocuklarının durumunu görüşmek için de ortak zaman geçirebilirler. Ancak bir
yıllık sürenin tamamında tekrar evlilik birliği içerisinde oldukları gibi
birleşmemelidirler. Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilmesi bir
yıllık sürenin kesintisiz olması gerekmektedir. Örneğin üç ay evlilik
birliğinin gerektirdiği yükümlülük ve özeni karşılayıp, sonra tekrar
ayrılmaları halinde süre kesintiye uğramış olur. Başka bir deyişle sürenin
sıfırlanması gibi bir durum söz konusu değildir. Eşlerin ret kararı
kesinleşmeden önce evlilik birliği içerisinde yaşayıp, karar kesinleştikten
sonra ayrı yaşamaları ve sürenin sonunda dava açmaları Yargıtay kararlarına
göre hakkın kötüye kullanılmasıdır.
d. Eşlerden Birinin
İstemde Bulunması
Yukarıda açıkladığımız üç şartın gerçekleşmesi durumunda eşlerden
her biri dava açarak boşanma isteminde bulunabilirler. Reddedilen boşanma
davasında kusurlu bulunan eşin, ortak hayatın kurulamaması nedeniyle boşanma
davası açmasında herhangi bir engel yoktur. Bir yıllık süre zarfında eşlerden
birisi başka kadın ya da eşlerle cinsel birliktelik yaşasa dahi bu durum
davanın kabulüne engel olmaz. Yani kusurlu eş dahi boşanma davası açabilir,
davanın hangi eş tarafından açıldığının önemi yoktur. Fiili ayrılık kusura
dayanmayan bir boşanma nedenidir.
4. Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Hangi Mahkemede Açılır?
TMK Madde 168:Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme,
eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri
birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
İlgili maddeye göre fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası eşlerden
birinin yerleşim yerinde ya da eşlerin son altı ay birlikte yaşadıkları yerdeki
Aile Mahkemelerinde açılmalıdır. Aile Mahkemelerinin olmadığı yerlerde ise
davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekir.
5. Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Avukat ile temsil edilerek açılmak istenirse vekalet ücreti ile
birlikte mahkeme masraflarının da ödenmesi gerekir. Mahkeme harç ve masrafları
davanın açıldığı zamana göre farklılık gösterebilir, çünkü mahkeme harç ve
masrafları her yıl değişkenlik göstermektedir.
Davayı kişi avukat ile temsil edilmeden açmak isterse ilgili
masrafları adliyelerdeki tevzi bürolarına ödemeli, evrakları adliyelerde
bulunan ön büroya teslim etmelidir.
6. Fiili Ayrılık Nasıl Kanıtlanır?
Fiili Ayrılık nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için yukarıda
incelediğimiz şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu durumda fiili ayrılığın
kanıtlanması büyük önem arz eder. Eşlerin ilgili süre zarfında aile hayatı
yaşamadıkları, kanuni her türlü delille ispat edilebilir. Örneğin eşlerin ayrı
yaşadığı, tanık beyanlarıyla, eşlerden birinin yaşadığı yeni yerleşim yerine
ilişkin bilgi ve belgelerin sunulmasıyla, fotoğraflarla, faturalarla, tapu
kayıtlarıyla ya da kira kontratıyla ispat edilebilir.
7. Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası İle Birlikte Diğer Talepler
Aşağıda inceleyeceğimiz talep ve istemler, fiili ayrılık nedeniyle
boşanma davasıyla birlikte istenebileceği gibi ayrı bir davaya konu edilerek de
talep edilebilir.
v
Maddi ve Manevi Tazminat Talebi
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında, diğer nedenlerle açılan
boşanma davalarında olduğu gibi maddi ve manevi tazminat isteminde
bulunulabilir. Ortak hayatın yeniden kurulamadığı süreçte;
i.
Eşlerden birisi çalışma hayatından uzak kalmış
ve maddi yönden fakirleşmişse,
ii.
Eşlerden birisi çocukların ya da ev için
harcanması zorunlu olan giderlerin ödenmesine katkıda bulunmamışsa,
iii.
Eşlerden birisi bu süreyi başka bir erkek ya
da kadınla geçirmişse,
Maddi ve manevi tazminat talep edilebilmesi için verilen bu
örnekler arttırılabilir. Manevi yönden tazminat talep edilmesi için manevi
tazminat talep eden eşin psikolojik yönden ayrılık sürecinde oldukça yıpranmış
olduğunu kanıtlaması gerekir. Maddi ve manevi yönden uğranılan zararların yasal
delillerle kanıtlanması gerekir.
v
Nafaka İstemi
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında nafaka talebinde de
bulunulabilir. Medeni Kanunda düzenlenen dört çeşit nafaka türü vardır. Boşanma
davası ile birlikte tedbir nafakası, iştirak nafakası ya da yoksulluk nafakası
talep edilebilir. Nafaka miktarının nafakayı ödeyecek olan eşi zor bir duruma
ya da yoksulluğa sürüklememesi gerekir.
v
Çocukların Velayeti İstemi
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasıyla birlikte, varsa
çocukların velayeti de istenebilir. Hakim, çocuğun üstün yararına göre karar
verir. Bu nedenle velayeti isteyen eşler, çocuğun yaşantısının evlilik birliği
içerisindeki durumundan aşağıda olmayacağını, kendisiyle manevi yönden
ilişkilerinin iyi olduğunu ve çocuğun korunma, bakım gibi ihtiyaçlarının karşılanacağını
ispatlamalıdırlar. Buradaki ispat, yasal her türlü delille
gerçekleştirilebilir.
v
Mal Paylaşımı İstemi
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasıyla birlikte eşler mal
paylaşımı talebinde de bulunabilirler. Ortak alınan mallar ya da eşlerin kendi
birikimleriyle veya ailelerinden kalan birikimlerle alınan malların ne şekilde
ve ne zaman elde edildiği her türlü yasal delille belgelendirilerek mahkemeye
sunulmalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
v
Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasında 3 yıllık süreyi neden
esas almıyoruz?
Anayasa Mahkemesinin 3 yıllık süreyi iptal etmesindeki etken, ortak
bir yaşam sürmesi mümkün olmayan eşlerin hayata yeniden başlamalarının önünde
geçmiş evliliklerinin engel teşkil etmesidir. Bu sebeple yukarıda da izah
ettiğimiz gibi iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yani
27.11.2024 tarihi itibariyle fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açma
süremiz 1 yıldır.
v
Reddedilen dava yabancı bir mahkemede açılmış ise yeni davamıza
dayanak teşkil eder mi?
Reddedilen davaya ait mahkeme kararı Türk mahkemelerinden
alınabileceği gibi Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu şartları yerine getirildiği
takdirde yabancı bir mahkeme kararı da olabilir. Yabancı mahkeme kararının
tanınması yönünden Türk mahkemesi kararının kesinleşmiş olması gerekir. Yani
yabancı mahkemelerce alınan boşanmanın reddine ilişkin karar Türk
mahkemelerince tanınmalı ve kesinleşmesinin ardından 1 yıllık sürenin geçmesi
gerekir.
v
Önceki boşanma davasından feragat edilmiş olması halinde red koşulu
sağlanmış olur mu?
Davadan feragat de kesin hüküm sonucu doğurduğundan davanın reddi
koşulu sağlanmış olur.
v
Ortak hayatın bittiği nasıl anlaşılır?
Eşler evlerini ayırmış olabilirler.
Eşler aynı evin içerisinde yaşasalar dahi evliliğin gerektirdiği
yükümlülükleri yerine getirmiyor olabilirler.
Eşler arasındaki duygusal ve cinsel yaşam sona ermiş olabilir.
Eşler birbirlerine saygı ve sevgi göstermiyor olabilirler.
v
Eşler ortak hayatın yeniden kurulamadığını nasıl kanıtlayabilirler?
Eşler aralarındaki evlilik bağından doğan yükümlülüklerin
gerçekleşmediğini her türlü yasal delille mahkemeye sunabilirler. Tanık
beyanları, ayrı evlere ait kayıtlar vb.
Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanma Davası Dilekçe Örneği
…................... NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE
DAVACI :
İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres
VEKİLİ :
Av. …… , Adres
DAVALI :
İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres
KONU :
Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle boşanma talebimiz hakkında.
AÇIKLAMALAR:
1. Taraflar, …../…../…. tarihinde evlenmiş
bulunmaktadır. Bu evlilikleri sonucunda ….. doğumlu ….. isimli müşterek
çocukları olmuştur. Müvekkil, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle
…../…./…. tarihinde boşanma davası açmıştır. Açılan boşanma davasında, ……….
Aile Mahkemesinin …../…./…. tarihli, …./…. Esas,
…./…. Karar
Sayılı kararıyla reddedilmiş ve bu red kararı …../…./…. tarihinde
kesinleşmiştir.
2. Tarafların boşanma davasının reddedilmesine
ilişkin kararın kesinleştiği …./…./…. tarihten bu yana ortak hayat yeniden
kurulamamıştır. Bu süreçte ortak çocukları olan
… için bir araya gelseler de ortak hayat
yeniden kurulamamıştır. Bundan sonra da tarafların bir araya gelerek evlilik
birliğini devam ettirmelerinin mümkün olmadığı açıktır. Zira davalı evlilik
birliği devam ederken başka kişilerle görüşmelerde bulunmuştur. Sayın
Mahkemenize sunmuş olduğumuz delillerle de bu durum doğrulanacaktır.
Davalının
evlilik birliğine uygun olmayan davranışları sonucunda ortak hayatlarını
yeniden kuramadıkları için Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin son fıkrasına
göre boşanmalarına karar verilmesini talep etmek zorunda kaldık.
3. Ek olarak bu süreçte müvekkilim davacı ile
davalı müşterek konutlarını ayırmışlardır. Ekte sunduğumuz ikametgah
bilgilerinden de anlaşılacağı üzere iki tarafta ………. Aile Mahkemesinin
…../…./…. tarihli, …./…. Esas, …./…. Karar Sayılı kararından sonra farklı
ikamet adreslerinde ikamet etmektedirler. Tarafların evlilik birliğinin
sonlandırılmaması müvekkilimin onurunu ve gururunu zedelemekte, manevi yönden
çıkmaza sürüklemektedir.
4. Medeni Kanun’un 166. maddesinin son
fıkrasında öngörülen hükme göre, “boşanma sebeplerinden her biri ile açılan
davada davacının davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği
tarihten itibaren 1 yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun müşterek
hayatın yeniden kurulamamış olması durumunda, eşlerden birinin talebi üzerine
boşanmaya karar verileceği” düzenlenmiştir.
İlgili kanun
hükmüne dayanarak tarafların boşanmalarını, müşterek çocukları olan ….. nın
velayetinin davacı babaya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin
davalı üzerinde bırakılmasını talep ederiz.
HUKUKİ DELİLLER: Nüfus Kaydı, Aile
Mahkemesinin …/… Esas Sayılı Kararı, İkametgah Kayıtları, Tanık İfadeleri ve
sair hukuki deliller.
HUKUKİ SEBEPLER: Türk Medeni
Kanunu madde 166/4, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair hukuki sebepler
NETİCE-İ TALEP: Yukarıdan beri arz-ı izah ettiğimiz nedenlerle, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesine ve yargılama masraflarının karşı tarafça karşılanmasına dair karar verilmesini vekaleten talep ederiz (.../.../…).
Konuyla İlgili Hizmetlerimiz:
https://www.latifcembaran.com/konya-bosanma-avukati
Benzer Blog Yazılarımız:
https://www.latifcembaran.com/blog/evlilikte-ekonomik-siddet-nedeniyle-bosanma
https://www.latifcembaran.com/blog/evlilik-basvurusu-ve-evlenme-toreni
https://www.latifcembaran.com/blog/evliligin-iptali-davasi
https://www.latifcembaran.com/blog/bosanma-davalarinda-whatsapp-kayitlari-delil-olarak-kullanilabilir-mi
https://www.latifcembaran.com/blog/dugunde-takilan-ziynet-esyalari
