Destek Hattı:

0332 235 49 74

  • facebook
  • twitter
  • instagram avukat
  • youtube
Eşe Hakaret Boşanma Sebebi Midir? Onur Kırıcı Davranışlar ve Boşanma Sürecine Etkisi
  • Ana Sayfa
  • /
  • Blog
  • /
  • Eşe Hakaret Boşanma Sebebi Midir? Onur Kırıcı Davranışlar ve Boşanma Sürecine Etkisi

Eşe Hakaret Boşanma Sebebi Midir? Onur Kırıcı Davranışlar ve Boşanma Sürecine Etkisi

Boşanma davalarında, eşler arasında geçen hakaret ve küfür içerikli söylemler, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasıyla açılan davalarda sıklıkla gündeme gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, ortak hayatı sürdürmeleri eşler açısından beklenemeyecek derecede bir sarsıntı söz konusuysa, bu durum bir boşanma sebebi olarak kabul edilir

Eşe Hakaret Boşanma Sebebi Midir? Onur Kırıcı Davranışlar ve Boşanma Sürecine Etkisi

Evlilik birliği karşılıklı sevgi, saygı ve sadakat temeline dayanır. Bu çerçevede eşe yöneltilen hakaret içerikli sözler ve onur kırıcı davranışlar, Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik birliğini temelinden sarsan eylemler arasında yer alır. Hakaret, yalnızca fiziksel değil, sözlü veya yazılı ifadelerle de gerçekleşebilir ve eşin kişilik haklarını ihlal ediyorsa boşanma davasında kusur olarak kabul edilir.

Yargıtay içtihatlarına göre, eşe yönelik sistematik aşağılama, alay etme, küçük düşürme veya ağır ithamlar gibi onur kırıcı tutumlar, boşanma nedeni oluşturmakta ve tazminat taleplerine de zemin hazırlayabilmektedir. Bu nedenle hakaret içerikli davranışlar, boşanma sürecinde hem kusur tespitinde hem de nafaka ve tazminat taleplerinde önemli bir etkendir.

Boşanma Davasında Hakaret ve Küfür Hangi Durumlarda Değerlendirilir?

Boşanma davalarında, eşler arasında geçen hakaret ve küfür içerikli söylemler, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasıyla açılan davalarda sıklıkla gündeme gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, ortak hayatı sürdürmeleri eşler açısından beklenemeyecek derecede bir sarsıntı söz konusuysa, bu durum bir boşanma sebebi olarak kabul edilir. Eşin, diğer eşe sürekli veya ağırlığı yüksek hakaretlerde bulunması, psikolojik şiddet niteliği taşıyan bu davranışların süreklilik göstermesi halinde boşanma sebebi sayılmaktadır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin kararlarına göre, özellikle hakaretin sistematik şekilde tekrarlanması, ağır ve onur kırıcı içerik taşıması, evlilik birliğini yaşanmaz hale getiren davranış olarak yorumlanmakta ve boşanmaya hükmedilmektedir. Ancak tek seferlik ya da hafif düzeydeki hakaretlerin boşanma sebebi olarak değerlendirilmesi her somut olayın özelliklerine göre mahkeme tarafından belirlenir.

Eşe Yönelik Hakaret Boşanma Sebebi Olarak Kabul Edilir mi?

Eşe karşı yöneltilen hakaret içeren ifadeler, boşanma hukukunda yalnızca duygusal kırgınlık yaratmakla kalmaz, aynı zamanda Türk Medeni Kanunu uyarınca boşanma gerekçesi oluşturur. Özellikle hakaret eden eşin bu davranışı kasıtlı ve onur kırıcı nitelikteyse, diğer eşin kişilik hakları zedelenecek ve bu durum evliliği sürdürülemez hale getirecektir.

Yargıtay, bu tür durumları “psikolojik şiddet” kapsamında değerlendirerek eşin hakarete sürekli maruz kalmasını evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak kabul etmektedir. Örneğin, eşe karşı "geri zekâlı", "sen adam değilsin" gibi aşağılayıcı ifadelerin tekrarlı biçimde kullanılması, boşanma davasında kusur olarak kabul edilmiş ve boşanmaya hükmedilmiştir.

Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası Açılabilir mi?

Evet, onur kırıcı davranış Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca mutlak boşanma sebebidir. Bu durumda diğer eşin, evlilik birliğinin sarsıldığını ayrıca ispat etmesine gerek kalmaksızın boşanma davası açılabilir. Eşin kişilik haklarına yönelik ağır saldırılar, yalnızca sözlü hakaretle değil; sosyal medya paylaşımları, aşağılayıcı mesajlar ya da kamuya açık alanlardaki küçük düşürücü ifadelerle de gerçekleşebilir.

Yargıtay içtihatlarında, “sen delisin, akıl hastasısın, yüzüne bakacak insan kalmadı” gibi ifadelerin hakaret eden eşin ağır kusurunu ortaya koyduğu ve boşanma sebebi teşkil ettiği vurgulanmaktadır. Bu tür davranışlar, evlilik birliğini onarılmaz şekilde zedelediği için yargı organlarınca davranış olarak doğrudan boşanma sebebi sayılmaktadır.

Hakaret ve Küfür Boşanma Sürecinde Nasıl Delillendirilir?

Boşanma davalarında hakaret ve küfür gibi eylemlerin ispatı önem arz eder. Mahkemeye sunulabilecek deliller arasında WhatsApp yazışmaları, SMS içerikleri, sosyal medya paylaşımları, e-posta mesajları, tanık beyanları ve hukuka uygun şekilde elde edilmiş ses veya video kayıtları yer alır. Özellikle eşe karşı yazılı veya görsel iletişim yoluyla yöneltilen hakaretler, mahkemede somut delil olarak kabul görmektedir.

Yargıtay, bu tür delillerin diğer eşin kişilik haklarına yönelik ağır saldırılar olduğunu ve eğer hukuka uygun yollarla elde edilmişse geçerli kabul edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca tanıklar, taraflar arasında geçen hakaret olaylarına bizzat şahit olmuşsa, boşanma gerekçelerinin ispatı bakımından değerli beyanlarda bulunabilirler.

Genel Boşanma Sebebi Olarak Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca, evlilik birliğinin temelden sarsılması genel bir boşanma sebebidir. Bu hüküm, tarafların birbirlerine karşı hakaret, küfür, psikolojik şiddet gibi davranışları sonucunda evlilik birliğinin sürdürülemez hale gelmesini düzenler. Mahkeme, eşler arasında sürekli olarak hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeye varan davranışlar tespit ettiğinde, bu davranışları onur kırıcı bir davranış olarak değerlendirir ve boşanma kararı verebilir.

Yargıtay kararlarına göre, hakaret ve küfür gibi eylemler tek başına boşanma sebebi olarak kabul edilebilmekte; özellikle eşine hakaret eden kişinin bu davranışı tekrarlaması, boşanma sürecini doğrudan etkilemektedir. Bu kapsamda, boşanma davasına dayanak teşkil eden olaylar somut biçimde ispatlanmalı ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gösterilmelidir.

Hakaret Boşanma Davasında Mahkemenin Kararını Nasıl Etkiler?

Hakaret boşanma sebebi midir? Sorusu, uygulamada sıkça gündeme gelmektedir. Cevap nettir: eşine hakaret ettiği ispatlanan taraf, mahkemede kusurlu sayılır ve bu davranışı boşanma nedeni olarak kabul edilir. Hakaret eden eşlerin, evlilik birliğini zedeleyen bu eylemleri, Yargıtay’ın içtihatlarında “onur kırıcı davranış” kapsamında değerlendirilmektedir.

Mahkemeler, boşanma davalarında hakaretin niteliğini, sıklığını ve etkisini değerlendirerek karar verir. Eğer taraflar karşılıklı olarak birbirlerine hakaret etmişse, bu durumda mahkeme eşit kusur ilkesini uygulayabilir. Ancak bir tarafın sürekli olarak hakaret etmesi veya ağır hakaretler içeren ifadeler kullanması halinde, o eş ağır kusurlu sayılır ve boşanma sonrası nafaka, tazminat gibi sonuçlar da bu doğrultuda şekillenir.

Eşe Hakaret ve Küfür Nedeniyle Açılacak Boşanma Davasında Süreç

Eşine hakaret eden veya küfür ve hakaret içeren söylemlerde bulunan eş aleyhine, hakaret nedeniyle boşanma davası açmak mümkündür. Bu tür davranışlar, özel boşanma sebebi olarak da değerlendirilebilmekte, hatta bazı durumlarda onur kırıcı davranış olarak TMK m. 162 kapsamında ele alınabilmektedir.

Sebebiyle açılan boşanma davasında, sürecin sağlıklı işlemesi için hakaretin ispatlanması şarttır. WhatsApp mesajları, sosyal medya içerikleri, tanık beyanları ve hatta hukuka uygun ses kayıtları, boşanma davasının delil sürecinde kullanılabilir. Eşine hakaret eden kişinin bu davranışı sürekli hale getirmesi durumunda, mahkeme boşanma kararı verebilir ve kusur tespiti de bu doğrultuda şekillenir.

Unutulmamalıdır ki, açılan bir boşanma davasında, kadının eşine hakaret ettiği veya erkeğin hakaret ettiği iddiası tek başına değil, olayın tüm bağlamıyla birlikte değerlendirilir. Bu nedenle hakaret edip sonra bu davranışı affetmiş görünen eş, boşanma davasını kaybedebilir.

Boşanma Sebebi Olarak Onur Kırıcı Davranışın Hukuki Dayanakları

Onur kırıcı davranış, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesi gereğince özel bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Bu hükme göre, eşlerden birinin diğer eşin kişilik haklarına ağır biçimde saldırıda bulunması halinde, nedeniyle açılan boşanma davasında boşanmaya doğrudan karar verilebilir. Örneğin, eşine hakaret eden, ağır ithamda bulunan veya sosyal çevrede küçük düşürücü davranışlar sergileyen kişi, onur kırıcı davranış kategorisine giren fiiller nedeniyle boşanma sebebi olmuş kabul edilir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve 2. Hukuk Dairesi kararlarında, bu tür davranışlar ağır derecede onur kırıcı olarak nitelendirilmiş; diğer eşe hakaret etmek, evlilik birliğini zedeleyen ciddi bir davranış olarak kabul edilmiştir. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, iftiralar ya da toplum önünde yaşanan küçük düşürücü olaylar, mahkeme kararlarında boşanma sebebi olarak gerekçelendirilmektedir.

Boşanma Davasında Tarafların Davranışlarının Değerlendirilmesi

Boşanma davalarında mahkeme, tarafların birbirlerine karşı sergilediği tutum ve davranışları bütüncül bir şekilde değerlendirir. Özellikle hakaret ve küfür nedeniyle boşanma taleplerinde, eşlerin davranışlarının evlilik birliğini temelden sarsacak nitelikte olup olmadığı araştırılır. Yargıtay içtihatlarına göre, eşler arasında karşılıklı hakaret varsa ve bu durum süreklilik göstermişse, bu davranışlar boşanma sebebi olabilir.

Ancak mahkeme, karşılıklı olarak birbirine hakaret eden eşlerin hangi derecede kusurlu olduğunu tespit ederken, olayın bağlamına, tekrarına ve etkilerine bakar. Hakaretin bir davranış olarak kabul edilmesi, aynı zamanda kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyıp taşımadığıyla da ilgilidir. Örneğin, bir tartışma sırasında söylenen tek seferlik bir söz ile sürekli hakaret ve aşağılama içeren eylemler arasında fark vardır. Bu nedenle, nedeniyle açılan boşanma davalarında deliller büyük önem taşır.

Mahkeme, boşanma sebebi olup olmayacağına karar verirken eşlerin evlilik boyunca sergilediği tüm tutumları, iletişim tarzlarını ve varsa çocuklara etkilerini değerlendirir. Bu değerlendirme sonunda, ağır kusurlu bulunan eşin talepleri (örneğin nafaka veya tazminat gibi) reddedilebilir.

Hakaret Nedeniyle Boşanma Kararı Hangi Şartlarda Verilir?

Hakaret boşanma sebebi midir? sorusu Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay kararları çerçevesinde açıkça cevaplanabilir: Evet, eşine ağır hakaret eden kişi, evlilik birliğini temelinden sarsacak ölçüde bir eylemde bulunmuş sayılır ve bu davranış boşanma sebebi olarak kabul edilir.

Ancak bu tür hakaret ve tehdit içeren davranışların tek başına boşanma sebebi olarak kabul edilebilmesi için bazı şartlar aranır:

Hakaretin ağırlığı: Eylem sıradan bir tartışmanın ötesine geçmeli, kişilik haklarını ağır şekilde ihlal eden, onur kırıcı nitelikte olmalıdır.

Süreklilik: Tek seferlik bir söz yerine, sürekli olarak hakaret eden bir eşten söz ediliyorsa mahkeme boşanma sebebi olduğu yönünde karar verebilir.

İspat: Hakaret ettiğini gösteren mesajlar, ses kayıtları, tanık beyanları gibi deliller sunulmalıdır.

Affetmeme: Mağdur eşin hakaretten sonra eşini açık veya örtülü şekilde affetmemiş olması gerekir.

Bu koşulların varlığı halinde, hakaret nedeniyle açılan boşanma davası, mahkemece kabul edilir. Hatta bazı durumlarda boşanma davasını açan taraf, aynı zamanda manevi tazminat talebinde de bulunabilir. Yargıtay, hakaretler onur kırıcı nitelikteyse, bu tür davranışları özel boşanma sebebi olarak da değerlendirebilmektedir.

Özetle, boşanma sebepleri arasında yer alan hakaret ve küfür, somut olayın şartlarına ve sunulan delillere göre mahkemece değerlendirilir ve gerekli görülürse boşanma kararı verilir. Bu durumda erkeğin boşanma davasının kabulü de, kadının boşanma davasının kabulü de mümkündür.

E-Bülten Kayıt

Firmamızdan haberder olmak için bültene kayıt olabilirsiniz.